Heat ( Büyük Hesaplaşma ) Replikleri


banka soymak
Banka Soymak

Bir Banka Soymak, Bir Banka Açmaktan Daha Büyük Bir Suç Değildir.

heat
Heat

Al Pacino ve Robert De Niro ile Heat ( Büyük Hesaplaşma ) filminin birbirinden güzel replikleriyle devam edelim...

Bu eve gelip karımla yatabilirsin, onun koltuğunda oturabilirsin ama benim televizyonumu seyredemezsin.
Vincent Hanna

Işıklar şehri... Fiji'de fosforlu yosunlar yılda bir kez suyun yüzeyine çıkıp böyle görünürler.
Neil McCauley

Chris Shiherlis: Ne zaman mobilya alacaksın?
Neil McCauley: Zamanım olduğunda.
Chris Shiherlis: Kendine ne zaman bir kadın bulacaksın?
Neil McCauley: Zamanım olduğunda.

Tek başımayım, yalnız değilim.
Neil McCauley

Jimmy'nin dediği gibi: ''Suç dünyasına mı gireceksin? Hayatında hiçbir ilişki olmasın. Öyle ki... Polis baskınını hissettiğinde 30 saniye içinde her şeyi bırakıp gidebilesin.''
Neil McCauley

heat
Heat

Vincent Hanna: Folsom'da 7 yıl 3 yılı hücrede. Ondan önce de Mcneil'da. Orası söylendiği kadar kötü müydü?
Neil McCauley: Hapishane uzmanı olmak mı istiyorsun?
Vincent Hanna: Hapse geri mi dönmek istiyorsun? Bazı çeteleri bıkmadan izledim, 
hata yaptılar. Onları içeri tıktım. Bunu mu istiyorsun?
Neil McCauley: Demek ki onlar beceriksizmiş.
Vincent Hanna: Ben her türlüsünü yakaladım.
Neil McCauley: Beni kaybedeceğim yazılı dövmemle bir içki dükkanını soyarken gördün mü?
Vincent Hanna: Görmedim.
Neil McCauley: Doğru. Ben hapse geri dönmeyeceğim.
Vincent Hanna: O zaman hiçbir yeri soyma.
Neil McCauley: Ben en iyi yaptığım işi yaparım. Soygun yaparım. Sende en iyi yaptığın işi yapıp benim gibileri yakalarsın.
Vincent Hanna: Hiç normal bir hayat istemedin mi?
Neil McCauley: Ne o? Barbekü ve futbol mu?
Vincent Hanna: Evet.
Neil McCauley: Senin hayatın gibi mi?
Vincent Hanna: Hayır. Benim hayatım disaster zone ( afet bölgesi ) gibi. Gerçek babası aşağılığın teki olan sorunlu bir üvey kızım var. Bir karım var. Evliliğimiz kötüye gidiyor. Bu üçüncü evliliğim. Çünkü tüm zamanımı senin gibileri yakalamak için sokakta geçiriyorum. Hayatım bu işte.
Neil McCauley: Bir gün biri bana şöyle demişti. Hayatına ilişki sokma ki, polis baskını olacağını hissettiğinde 30 saniye içinde her şeyi bırakıp gidebilesin. Sen beni izlersen, gittiğim yerlere gidersen evliliğini devam ettirmeyi nasıl düşünürsün?
Vincent Hanna: İlginç bir nokta. Nesin sen, rahip mi?
Neil McCauley: Bir kadınım var.
Vincent Hanna: Ona ne iş yaptığını söyledin?
Neil McCauley: Satıcıyım dedim.
Vincent Hanna: Yani ben seni yakalamaya gelince o kadını bırakıp gidecek misin? Elveda bile demeden?
Neil McCauley: Buna disiplin denir.
Vincent Hanna: Çok sığ bir düşünce.
Neil McCauley: Neyse ne. Ya böyle davranırız ya da başka bir iş yaparız.
Vincent Hanna: Başka bir iş yapmayı bilmiyorum.
Neil McCauley: Ben de.
Vincent Hanna: Yapmak istediğim de söylenemez.
Neil McCauley: Katılıyorum.
Vincent Hanna: Devamlı aynı rüyayı görüyorum. Büyük bir şölen masasında oturuyorum. Üzerinde çalıştığım bütün cinayetlerin kurbanları da orada. Bana boş göz çukurlarıyla bakıyorlar. Çünkü başlarından vuruldukları için ağır kanamaları var.
O vücudu balon gibi şişmiş olanlar da orada. Çünkü onları öldürüldükten iki hafta sonra bulmuştum. Komşular kokudan şikayetçi olmuşlardı. İşte hepsi orada karşımda oturuyorlar.
Neil McCauley: Ne diyorlar?
Vincent Hanna: Hiçbir şey.
Neil McCauley: Konuşmuyorlar mı?
Vincent Hanna: Hayır, söyleyecek bir şeyleri yok. Sadece birbirimize bakıyoruz. Orada oturup bana bakıyorlar o kadar.
Neil McCauley: Benim de devamlı boğulduğum bir kabusum var. Uyanmam gerek, yoksa boğulup öleceğim.
Vincent Hanna: Bu ne anlama geliyor?
Neil McCauley: Yeterli zamanım var demek. İstediklerimi yapacak...
Vincent Hanna: Zamanın mı var?
Neil McCauley: Evet, öyle.
Vincent Hanna: Bunu şu anda yapıyor musun?
Neil McCauley: Daha değil.
Vincent Hanna: Bak, burada iki dost gibi oturmuş konuşuyoruz. Sen yapman gerekeni yap, ben de yapmam gerekeni yapayım. Yüz yüzeyken söyleyeyim. Seni vurmam gerekirse bu hiç hoşuma gitmez ama seninle dul bırakacağın bir karısı olan bir adam arasın da seçim yapacak olursam dostum sen kesinlikle ölürsün.
Neil McCauley: Olaya bir de öteki tarafından bak. Ya beni köşeye kıstırırsın da ben seni öldürmek zorunda kalırsam? Ne olursa olsun, beni durdurmana izin vermem. Yüz yüze konuştuk ama bir an için bile tereddüt etmem.
Vincent Hanna: Belki de öyle olur. Ya da. Kim bilir?
Neil McCauley: Belki birbirimizi bir daha hiç görmeyiz.

banka soymak
Banka Soymak

heat
Heat