O benim idolümdü. Bir tür kahramanımdı, bilirsin? Aklım almadı biliyor musun? Beni sokakta tek başıma bırakmasını aklım almadı, anlıyor musun?
Frank Pierzynski ( Billy Crudup )
Blood Ties-Kan Bağları
Blood Ties (Kan Bağları), Guillaume Canet ve James Gray'ın birlikte yazdıkları ve yine Guillaume Canet'in yönetmenliğini üstlendiği, kadrosunda:
Chris Pierzynski rolüyle Clive Owen,
Marie Pierzynski rolüyle Lili Taylor, Mike rolüyle Domenick Lombardozzi, Valenti rolüyle John Ventimiglia, McNally rolüyle Griffin Dunne, Nick rolüyle Jamie Hector, Fabio De Soto rolüyle Yul Vazquez, Yvonne rolüyle Eve Hewson ve Romero rolüyle Richard Petrocelli'nin yer aldığı 2013 Fransa-ABD ortak yapımı dram, gerilim, suç filmidir.
Blood Ties
Kan Bağları
Beyazperde'nin topluluk yöneticisi; sevgili Hande Kara'nın davetiyle, kardeşim Şeyma'yla birlikte Ortaköy Feriye Sinemaları'nda, Beyazperde ve Codex Medya ortaklığıyla düzenlenen ön gösterim ile izleme şansı bulduk. ''Kan Bağları'' 1974 yılının New York'unda geçiyor ve yıllar önce çıktığı kıza tecavüz edip, öldüren bir adamı öldürdüğü için tam 12 yıl hapis cezası yiyen Chris Pierzynski'nin (Clive Owen) şartlı tahliye ile salıverilmesiyle başlıyor.
Blood Ties Clive Owen
Chris, gençliğinin çoğunu ıslahevlerinde, hapishanelerde geçiren suça eğilimli, boş gezen birisidir. Kardeşi Frank Pierzynski (Billy Crudup) ise başarılı bir polistir. Chris ve Frank her zaman farklı olmuştur ve hayatlarını tamamen farklı şekilde yaşamışlardır. Chris'i hapishane çıkışında karşılamaya kardeşleri Frank ve Marie Pierzynski (Lili Taylor) gelmiştir.
Blood Ties Clive Owen
Blood Ties Billy Crudup
Blood Ties Billy Crudup-Clive Owen
Hapiste geçirdiği süre boyunca Chris'in birazda olsa akıllandığını düşünen Frank, kardeşinin bu sefer değişebileceğine inanır ve yeni bir hayata başlayıp kendine çeki düzen vermesi için ona evini açar, bir iş bulur. Çocuklarının annesi Monica'nın (Marion Cotillard) hayat kadını olması, çalıştığı yerdeki patronunun gereğinden fazla patronluk taslaması, yine çalıştığı yerde tanıştığı ve hoşlandığı kasiyer kız Natalie'ye (Mila Kunis) karşı ona hiçbir şey veremeyecek olması Chris'in kafasını bozar ve ilk zamanlarda her ne kadar sessiz sakin durmaya çalışsa da hayat şartları onu yeniden suç dünyasına iter.
Kan Bağları Clive Owen
Blood Ties Clive Owen-Marion Cotillard
Kan Bağları Clive Owen-Marion Cotillard
Blood Ties Marion Cotillard
Kan Bağları Marion Cotillard
Blood Ties Clive Owen
Blood Ties Clive Owen-Mila Kunis
Frank ise hapse attığı Anthony Scarfo'nun (Matthias Schoenaerts) karısı Vanessa (Zoe Saldana) ile adını koyamadığı bir ilişki yaşamaktadır.
Blood Ties Matthias Schoenaerts
Blood Ties Zoe Saldana
Blood Ties Zoe Saldana-Billy Crudup
Kan Bağları Zoe Saldana-Billy Crudup
Aile önemli bir şey değildir, aile her şeydir.
FAMILY'S NOT AN IMPORTANT THING. IT'S EVERYTHING.
Babaları Leon Pierzynski'nin (James Caan) ilginç bir şekilde Chris'e bağlı olması da Frank'in bir türlü geçmişin etkisinden kurtulamamasına yol açıyor.
Frank Pierzynski: Sana bir şey sorabilir miyim?
Leon Pierzynski: Elbette.
Frank Pierzynski: Hastaneye sana bir şeyler getirmek için evine gittiğimde bir mektup buldum.
Leon Pierzynski: Evet.
Frank Pierzynski: Annemin yazdığı. Biliyorsun, bugüne kadar hep bizi terk etti diye anlatmıştın.
Leon Pierzynski: Doğru.
Frank Pierzynski: Bizden ayrıldığı zaman yargıca yazdığı mektupta; bebeğimi benden ayırmayın diye yargıca yalvarıyor, onu gönderdiğin zaman.
Leon Pierzynski: ''Onu gönderdiğim zaman ne?'' Sen daha ufacıktın, o zaman. ''Onu gönderdiğim zaman'' başına neler gelecekti biliyor musun? Senin genelevde yetişmene izin mi verseydim? Bak, senin annen... Senin annen bir orospuydu. Gerçek bir orospuydu. Kardeşlerini öldüresiye döverdi. Eline her geçenle vururdu her gün. Şiddete başvuran bir alkolikti, uyuşturucu kullanan lanet bir orospuydu. Sizin güvenliğiniz için yaptım bunu. Sizin güvende olmanız için onu kapı dışarı ettim. Sizin kendi güvenliğiniz. Sizin için. O nedenle annene ait hatıran yok. O nedenle hiç anlatmadım. Hiç yok. Olsaydı kusardın. Bana güven. O öldüğünde umurumda olmadı. Onunla hiç ilgilenmedim bile. Bizi hiç ilgilendirmiyordu. Geçmişi kurcalamayı bırak oğlum. Lanet olası geçmişi kurcalamayı bırakıp, hayatını yaşamaya bak!
Blood Ties Billy Crudup-James Caan
Leon Pierzynski: Hep onun tarafımı tuttuğumu düşündüğünü biliyorum. Chris'in tarafını tuttum. Annen bırakıp gittiğinde, bir buçuk yaşında yoktun. Ben çok içerlemiştim. Anlarsın her şey annen yüzünden. Sana her baktığımda onu gördüm. Ona ne kadar benzediğini hayal bile edemezsin. Ve o... O çok güzeldi. Biliyorum bu... Bunların hepsi yanlıştı biliyorsun. Demek istediğim, bunları yüzüne karşı söylemek korkunç bir şey. Ama bana zaman gerekliydi. Seni bir yük olarak düşünmemek için. Demek istediğim bu hep senin yanında olamamamın bahanesi olamaz. Ama bütün olanlar ve diğerleri eklenince bunlar oldu. Ben sadece... Ben artık bilmeni istedim. Bence sen çok iyi bir adamsın, Frank. Ayrıca, niye bu zamana kadar anlatmadım bilmiyorum... galiba babamda böyle olduğundan. Ama seni seviyorum oğlum. Ben seni seviyorum. Çok gurur duyuyorum. Seni seviyorum, övünüyorum.
Paranın bile düzeltemeyeceği şeyler vardır...
Chris, Frank ve Chris'in birlikte hapis yattığı, kardeşi gibi gördüğü Mike'ın (Domenick Lombardozzi) çocukken yaşadıkları bir hikaye ''Kan Bağları''nın en can alıcı noktası...
Bu üçlü bir evi soyacaklardır ve bu sırada Frank sürekli eve gitmek istediğini tekrarlıyordur.
Chris...
Chris, Chris.
Chris, eve gitmek istiyorum.
Chris...
- Kapa çeneni de beni dinle. Başımız belaya girmeyecek. Güven bana, tamam mı? Sadece burada kalıp, etrafa bak. Birisi gelirse, 3 kez vur. Tamam mı? Anladın mı? 3 kez!
Chris'in kardeşinden sadece kapıda beklemesini, oluşabilecek herhangi bir terslikte oradaki tahtaya 3 kez vurmasını istemesi, polisler geldiği zaman Frank'in söylediklerini yapmayarak; onu satmasıyla, kaçmasıyla, ve ağabeyi ile Mike'ın yakalanmasıyla sonuçlanır.
Blood Ties
Kan Bağları
Blood Ties (Kan Bağları) yaşanmamışlıklarla, söylenmemişliklerle, yitip giden hayallerle dolu.. hapse düşen ağabeyini 9 yıl boyunca bir kere bile ziyaret etmeyen ve bunu onun iyiliği için yaptığını söyleyen kardeş, hayatı boyunca dikiş tutturamayan kardeşine sürekli yük olan ağabey, ailenin önemli bir şey değil, her şey olduğunu anlatmaya çalışan oldukça başarılı bir film. Yönetmen koltuğundaki Guillaume Canet çok iyi bir iş çıkarmış, oyunculuklarıyla, müzikleriyle, dozunda mizahı ve vurucu finaliyle kesinlikle izlemeniz gereken bir film.
Blood Ties Clive Owen-Billy Crudup
Kan Bağları Billy Crudup-Clive Owen
Bir zenci, bir Yahudi ve bir İtalyan Kızılderililer tarafından esir alınmışlar.
Büyük Şef onların yanına gitmiş. Ve demiş: ''Dinleyin, hepinizi öldüreceğim. Derinizi yüzeceğim, haşlayacağım. Derinizden kano yapacağım. Ama önce son isteğinizi yerine getireceğim.''
İlk önce zenciye son isteğini sormuş. O da tabii ki bolca tavuk istemiş. Yedikten sonra öldürülmüş. Derisi yüzülüp, haşlanmış. Ve derisinden kano yapılmış.
Sonra Şef Yahudiye sormuş: ''Ne diliyorsun?''
O demiş: ''Etli börek, bagel ekmek.'' Ama yemek için zaman harcamış. Sonra da onu öldürmüşler, derisini yüzüp, haşlamışlar. Derisinden kano yapmışlar.
Son olarak Büyük Şey İtalyana sormuş: ''Sen ne istiyorsun?'' demiş.
İtalyan da demiş ki: ''Bir çatal istiyorum.''
Büyük Şef demiş: ''Çatalı ne yapacaksın? Başka bir şey istesene'' demiş.
İtalyan: ''Hayır, bana bir çatal verin.''
Oradan biri demiş ki: ''Bizde çatal yok!''
O ısrarla ''Bana lanet çatalımı verin!'' demiş.
O nedenle şef uzaklaşmış ona bir çatal bulup getirmiş. Adam doğrudan şefin üzerine yürümüş. Ve demiş ki: ''İşte al sana kano. Delik deşik ediyorum kanonu. Gör bak siktim attım kanonu.''
0 Yorumlar