MUSTANG


mustang
Mustang

''Her şey göz açıp kapayana kadar değişti. Önce rahatlık ve birden her şey boka sardı.''

Mustang, Deniz Gamze Ergüven ve Alice Winocour'un senaristliğini birlikte yaptıkları ve yine Deniz Gamze Ergüven'in yönetmenliğini üstlendiği, kadrosunda: Lale rolüyle Güneş Nezihe Şensoy, Nur rolüyle Doğa Zeynep Doğuşlu, Ece rolüyle Elit İşcan, Selma rolüyle Tuğba Sunguroğlu, Sonay rolüyle İlayda Akdoğan, The Grandmother (Büyükanne) rolüyle Nihal Geyran Koldaş, Erol rolüyle Ayberk Pekcan, Dilek rolüyle Bahar Kerimoğlu, Yasin rolüyle Burak Yiğit, Osman rolüyle Erol Afşin, Aunt (Hala) Hanife rolüyle Suzanne Marrot, Aunt (Hala) Emine rolüyle Aynur Kömeçoğlu, The Great-Aunt (Büyük-Hala) rolüyle Şerife Kara, Osman's Father (Osman'ın Babası) rolüyle Serpil Reis, Osman's Mother (Osman'ın Annesi) rolüyle Rukiye Sarıahmet, Ekin's Father (Ekin'in Babası) rolüyle Kadir Çelebi ve Ekin's Mother (Ekin'in Annesi) rolüyle Müzeyyen Çelebi'nin yer aldığı 2015 Fransa-Almanya-Türkiye-Katar ortak yapımı dram filmidir.

mustang
Mustang

mustang
Mustang

İlk kez Cannes'da Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde gösterilen, eleştirmenlerden de olumlu geri dönüşler alan Mustang, İnebolu'da büyükannelerinin evinde yaşayan yetim beş kız kardeşin, tutucu komşuları yüzünden adeta hapis yaşantısına dönen hayatlarına karşı başkaldırılarını ve özgürlükleri için verdikleri mücadeleyi konu ediyor. Lale ve kardeşleri, oynadıkları bir oyunun çevreleri tarafından beklenmedik bir skandala dönüştürülmesi sonucu adeta ev hapsine mahkum olurlar. Bu durum öyle bir noktaya sürüklenir ki evde evlilik planları dahi yapılmaya başlanır. Ancak beş kız kardeş, üzerlerinde kurulan bu baskıları yenip özgürlüklerine kavuşmak için yeni yollar arayacaktır.

Filmekimi kapsamında Atlas Sineması'nda izlediğim, Mustang; Karadeniz'in kenarında İstanbul'a 1000km uzaklıktaki bir kasabada büyükanneleri ve amcalarıyla yaşayan, büyüme çağındaki 5 yetim kız kardeşin maruz kaldıkları cinsel istismar, şiddet ve toplum baskısına karşı kendi yöntemleriyle direnişlerini ve özgürlük arayışlarını anlatıyor.

mustang
Mustang

Tamamı Türkçe olarak Türkiye'de çekilen, Fransa'da 400.000 kişi tarafından izlenen Cannes'da dakikalarca ayakta alkışlanan, Fransa'nın (Yabancı Dilde En İyi Film) Oscar adayı ve Deniz Gamze Ergüven'in ilk uzun metrajlı filmi Mustang.

Mustang, genel olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin batı eyaletlerinde sahipsiz, başıboş gezen yabanileşmiş atlar. ''Filmin ismi dizginlenmeye çalışılan vahşi atlara ithafen yeleyi andıran upuzun saçlı beş kız kardeşin hikayesine metaforumsu anlam katıyor.'' diyor Mustang'in yönetmeni ve ortak senaristi Deniz Gamze Ergüven.

''Mustang sinemada ender gördüğümüz hür, cesur kız ve kadın figürlerini sahneliyor.''
Deniz Gamze Ergüven

Film aynen esinlendiği vahşi atlar gibi, upuzun saçları ve özgür bedenleriyle kadın olma yolunda ilerleyen beş kız kardeşin öyküsünü en küçükleri Lale'nin (Güneş Nezihe Şensoy) anlatımıyla aktarıyor izleyiciye.

Küçükten büyüğe Lale, Nur, Ece, Selma ve Sonay şeklinde sıralanan kız kardeşlerin okul çıkışı evlerine dönerken sahile uğrayıp, kısa bir süreliğine denizde kızlı erkekli cümbür cemaat oyunlarıyla başlıyor filmimiz. Kızlar eve döndüklerinde ise önce babaannelerinden daha sonra da amcalarından yiyorlar paparayı. Ve sonrası Lale'nin de dediği gibi gitgide her şey boka sarıyor.

''Ondan sonra evin kapıları her zaman kilitliydi. Ahlakımızı bozabilecek her şey yasaklandı.''

mustang nihal geyran koldas
Mustang Nihal Geyran Koldaş

mustang-doga zeynep doguslu-tugba sunguroglu-elit iscan-gunes nezihe sensoy-ilayda akdogan
Mustang Doğa Zeynep Doğuslu-Tuğba Sunguroğlu-Elit İşcan-Güneş Nezihe Şensoy-İlayda Akdoğan

mustang-gunes nezihe sensoy-ilayda akdogan-elit iscan-doga zeynep doguslu-tugba sunguroglu
Mustang Güneş Nezihe Şensoy-İlayda Akdoğan-Elit İşcan-Doğa Zeynep Doğuşlu-Tuğba Sunguroğlu

mustang-tugba sunguroglu-doga zeynep doguslu-elit iscan-ilayda akdogan-gunes nezihe sensoy
Mustang Tuğba Sunguroğlu-Doğa Zeynep Doğuşlu-Elit İşcan-İlayda Akdoğan-Güneş Nezihe Şensoy

mustang ayberk pekcan
Mustang Ayberk Pekcan

''Ve şekilsiz bok rengi elbiseler giyme sırası bize gelmişti.''

mustang doga zeynep doguslu
Mustang Doğa Zeynep Doğuslu

mustang-doga zeynep doguslu-ilayda akdogan
Mustang Doğa Zeynep Doğuslu-İlayda Akdoğan

''Babaanne işe bizi göstermekle başladı.''

mustang-tugba sunguroglu-doga zeynep doguslu-ilayda akdogan-gunes nezihe sensoy-nihal geyran koldas-elit iscan
Mustang Tuğba Sunguroğlu-Doğa Zeynep Doğuşlu-İlayda Akdoğan-Güneş Nezihe Şensoy-Nihal Geyran Koldaş-Elit İşcan

mustang-tugba sunguroglu-elit iscan-gunes nezihe sensoy-doga zeynep doguslu-ilayda akdogan
Mustang Tuğba Sunguroğlu-Elit İşcan-Güneş Nezihe Şensoy-Doğa Zeynep Doğuşlu-İlayda Akdoğan

mustang ilayda akdogan
Mustang İlayda Akdoğan

''Bir gün sonra eve işçiler geldi.''

''Bu sefer ev tamamen hapishaneye dönüştü.''

''Hayat biranda içinden çıkamadığımız bir ev fabrikası haline geldi.''

mustang ilayda akdogan
Mustang İlayda Akdoğan

- Delirmişsiniz siz, parçalar bizi!
+ Parçalasınlar, en azından bir şey olmuş olur.

mustang
Mustang

mustang-erol afsin-tugba sunguroglu
Mustang Erol Afşin-Tuğba Sunguroğlu

mustang gunes nezihe sensoy
Mustang Güneş Nezihe Şensoy

mustang-ayberk pekcan-ilayda akdogan-gunes nezihe sensoy
Mustang Ayberk Pekcan-İlayda Akdoğan-Güneş Nezihe Sensoy

mustang tugba sunguroglu
Mustang Tuğba Sunguroğlu

''Bu beşimizin son kez birlikte oluşuydu...''

mustang
Mustang

mustang tugba sunguroglu
Mustang Tuğba Sunguroğlu

''Sıra Ece'ye gelince hiçbir tepki vermedi. Ve sonra belasını arıyormuş gibi davranmaya başladı.''

mustang elit iscan
Mustang Elit İşcan

mustang gunes nezihe sensoy
Mustang Güneş Nezihe Şensoy

mustang gunes nezihe sensoy
Mustang Güneş Nezihe Şensoy

mustang gunes nezihe sensoy
Mustang Güneş Nezihe Şensoy

mustang gunes nezihe sensoy
Mustang Güneş Nezihe Şensoy

mustang ayberk pekcan
Mustang Ayberk Pekcan

mustang-gunes nezihe sensoy-doga zeynep doguslu
Mustang Güneş Nezihe Şensoy-Doğa Zeynep Doğuşlu

Deniz Gamze Ergüven'in gazeteci Yenal Bilgici'yle Hürriyet için yaptığı konuşmadan:

''Mustang'in bu kadar kabul görmesinin ardında,sinemada çok rastlamadığımız bir figürün merkezde durması yatıyor. Akıllı kadın figürünün...''
Deniz Gamze Ergüven

Türkiye'de doğdu Fransa'nın Oscar adayı oldu Avrupa sinemasının yeni bir Türk yıldızı var. Paris'te yaşayan Deniz Gamze Ergüven'in, Fransızların bayıldığı, ödül makinesi filmi Mustang ülkenin Oscar adayı. Ergüven'le Karadeniz'de geçen bir hikayeyi Fransa üzerinden Oscar'a taşıyan macerasını konuştuk.

Ergüven, Ankara doğumlu ama Paris'te büyümüş. Edebiyat ve Afrika tarihi okumuş; Johannesburg'da yüksek lisans yapmış. İlk senaryosunu Los Angeles'ın gettolarında yazmış. Ama bir ayağının hep Türkiye'de olduğunu, Ankara ve İstanbul'a sürekli gelip gittiğini anlatıyor, ''Türkiye'ye dışarıdan bakan biri değilim; kültürel olarak Fransız hissediyorum ama hikayelerim hep Türkiye hikayeleri.''.

Karadeniz'de bir kıyı kasabasında geçiyor zaten. Büyüme çağlarındaki beş kız kardeşin kademe kademe aile ve toplumun baskısıyla yüzleşmesini anlatıyor film. Ergüven, seyirciye Türkiye'de kız çocuğu olmanın neye benzediğini gösteriyor. Erkek çocuklarıyla oyunlarının yarattığı 'aile skandallarını', beş kardeşin boy sırasına göre dayak yemesini, zorla evlendirilmeye çalışılan küçük kızları anlatıyor... Ama bir yandan direnen, isyan eden, akıllı kızları da... ''Filmin bu kadar kabul görmesinin ardında, sinemada çok rastlamadığımız bir figürün merkezde durması yatıyor. Akıllı kadın figürünün...'' diyor. ''Anlatılan hep erkeklerin hikayesi çünkü. Sinemada iki kadın bir arada olduğu zaman bile bir erkekten konuşuyor; istatistiklerle sabit. New York'a ayak bastığımda sanki çocukluğum orada geçmiş gibi gelmişti. Sokaklarını, evlerini plan plan biliyordum. Oralarda geçen yüz, iki yüz film izlemişimdir. Erkeklik de New York gibi işte. Hep aynı hikayeler. Kadının hikayeleriyse tepenin ardında, yolu olmayan, hizmet gitmeyen köyler gibi.'' Yeni anne olmuş Ergüven. Kadınlığa dair hiç anlatılmamış ayrıntıları kendisinin bile yeni yeni keşfettiğini söylüyor. ''Sanat da siyaset de erkeklerin gözünden anlatılıyor. Emzirme sahnesi hemen hemen yok mesela sinemada. Ingmar Bergman'ın Yedinci Mühür'ünde gördüm sadece.''.

'Fransa Mustang'le stratejik davrandı' Türkçe bir film nasıl Fransa'dan aday olabiliyor? Sebebi yapım süreci. Mustang, Türkiye-Fransa-Almanya-Katar ortak yapımı. Türkiye'den aday olmak için de başvurmuş Mustang. Ama zaten çok umutlu olmadıklarını anlatıyor Ergüven. ''Aday gösterilmeyeceğimize dair sinyaller almıştık; Türkiye'den 'hayır' gelmesini takip eden 24 saat içinde Fransa'da seçildik zaten.'' ''Türkiye'de kıymetimi bilmediler'' diye düşünüp düşünmediğini soruyorum. ''Hiçbir zaman illa biz olmalıyız demedim, yapılan seçime büyük saygı duyuyorum'' diyerek yanıt veriyor. ''Belki biraz daha stratejik davranılabilirdi. Bu uzun bir yarışmanın ilk ayağı. Liste daha da kısalacak. Oscar'lara kalabilmek için filmin ABD'de bir çıkış yapması lazım. Bunun için de bu işi orada sürdürecek bir ekip gerekiyor. Cannes'dan sonra Mustang'e ABD'den çok yoğun bir ilgi oldu; bizimle çok ilgilendiler. Dağıtım hakları alındı, orada da gösterilecek. Sonuçta Fransa stratejik davrandı. Bu, romantik bir seçim değil.''

Deniz Gamze Ergüven'in yazar, yönetmen Yonca Talu'yla T24 için yaptığı söyleşiden:

Fransa'nın saygın sinema okullarından La Fémis'te yönetmenlik eğitimi aldı. Uluslararası festivallerde ses uyandıran 2006 yapımı A Drop of Water / Une goutte d'eau (Bir Damla Su) kısa filminin ardından, kendisi gibi Fémis mezunu Fransız yönetmen Alice Winocour'la senaryosunu kaleme aldığı Mustang bu hafta Cannes'da izleyiciyle buluştu.

Cannes Film Festivali'nin paralel bölümlerinden Quinzaine des Réalisateurs seçkisinde gösterilen Mustang'in prömiyerinin ertesi günü Cannes'da Ergüven'le Türkiye'de kadın olmak ve sinemaya bakışı hakkında konuştuk.

- Kızların öyküsünü bir masala benzetme arzusu ve merkezine Lale'nin masumiyetini yerleştirme fikri nasıl doğdu?

''Filmin temelinde, Türkiye'de kız çocuğu olmanın ne demek olduğunu anlatma arzum yatıyor.''
Deniz Gamze Ergüven

+ Başlangıçta, gerçek hikayelerden ve bugün sinemada çok baskın olan natüralizmden uzaklaşma ihtiyacı vardı, çünkü neticede bu çok karanlık bir mevzu ve bir tür ışıltı katmak gerektiğini hissettim. Ama tabii kızların durumu o kadar gerçek ki, karakterleri bu gerçekliğe hapsetmek istemedim. Ve tabii bu kızları birer kahraman olarak gösterme arzusu da vardı, mesela mide bulandırıcı bir şey yapmakla suçlandıktan sonra Nur'un ''O zaman kıçımızın değdiği sandalyeler de mide bulandırıcı!'' diye haykırarak sandalyeleri kırması gibi. Sonra masalsı bir anlatıma yönelme isteği oyuncularla bir araya geldiğimizde iyice belirginleşti. Yani bu kızları beş kafalı bir kadınlık canavarı gibi resmetmek istedim, kalçalarına kadar uzanan, at yelesini andıran saçlarıyla sanki başka bir dünyanın yaratıklarıydılar benim için.

- Kamera kızları kendi masumiyetlerine yakın bir masumiyetle çekiyor, yani filmdeki biçimsel arayış bizzat bu masumiyeti yansıtıyor.

+ Bence bir yönetmenin kamera kullanımında dünyaya bakışının özünü bulabilirsiniz. diyor ve ekliyor ben bu kızların özgürce hareket eden bedenlerini en yakından yakalamak istedim, kameranın da aynı özgürlüğe sahip olmasını, bu kızları oldukları gibi, kaygısız ve masum çocuklar gibi çekmek istedim.

- Mustang, Türkiye'nin ağır bir gerçekliğine parmak basarak sinemanın bugün her zamankinden acil olan hatırlama ve hatırlatma görevini yerine getiriyor.

+ Film bir insani gerçekliği yansıtıyor ve gözlerini ne kadar kapatsan da o gerçeklikten kaçamazsın. İnsanlar bu filme karşı istedikleri tavrı alabilirler ama barındırdığı gerçeklik gün gibi açık. Gezi sırasında atılan bir tweet vardı: ''O kadar haklıyız ki!'' Ve filmdeki kızlar için de aynı şey geçerli. O kadar haklılar ki, haklı olmadıklarını söylemek mümkün değil.

Altyazı dergisi için yaptığı söyleşide ise Etraflarını kuşatan muhafazakar dünyanın silahlarını ona karşı çeviren kahramanları, Deniz Gamze Ergüven'e göre ''Beş başlı, isyankar bir canavar.''.

Aile skandallarına, çocuk istismarına, çocuk gelinlerin dramına, genç kadınların cinselliğine ve daha birçok şeye parmak basan, yürekleri burkan, iz bırakan umut dolu bir özgürlük hikayesi Mustang. Eugene Delacroix'in ''Halka Yol Gösteren Özgürlük'' tablosundan, #DirenGezi hashtag'li gezi referanslarına, dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın ''İffet çok önemli. İffet sadece bir isim değil kadın için de bir süstür iffet, erkek için de bir süstür. İffetli olacak erkek de olacak, zampara olmayacak eşine bağlı olacak, çocuklarını sevecek. Kadınsa o da iffetli olacak. Mahrem namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak, bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak.'' açıklamasına yapılan inceden göndermelerine kadar her şeyiyle çok güzel. Ayberk Pekcan ve Nihal Geyran Koldaş'ın performanslarını film için yeterli bulamazken, Burak Yiğit'i kısa süre de olsa görmek sevindiriciydi. Nitekim Yiğit'in rolü küçük gibi gözükse de son derece anahtar bir roldü.

Bu kızların adlarını not alın parlak bir gelecek yakın bir zamanda onlar için gelecek.

Canım Türkiye'm ''Mucize''ydi ''Sivas''tı diye tartışa dursun ''Mustang''i alan Üsküdar'ı geçmiş. Saçlarını dağıtıp, rüzgarlara bırakan bu genç kızlar her türlü övgüyü hak ediyor. Başarılar Mustang her nerede yarışıyor ve yarıştırılıyorsan..

Not: Mustang filmiyle Fransa, 1959'dan beri ilk defa Fransızca konuşulmayan bir filmle Oscar için yarışacak.

Mustang Official Trailer