La Maison En Petits Cubes / The House of Small Cubes ( Küçük Küplerden Evler )


tsumiki no ie
Tsumiki no ie

2008 - Tsumiki no ieLa Maison En Petits Cubes / The House of Small Cubes ( Küçük Küplerden Evler )
Kunio Kato

Tsumiki no ie / La Maison En Petits Cubes / The House of Small Cubes ( Küçük Küplerden Evler ), Academy Award for Best Animated Short Film ( En İyi Kısa Animasyon Filmi Akademi Ödülü ) nü kazanan 77. çizgi filmdir.

la maison en petits cubes
La Maison En Petits Cubes

the house of small cubes
The House of Small Cubes

kucuk kuplerden evler
Küçük Küplerden Evler


Dikkat! Spoiler İçerir

La Maison En Petits Cubes'in konusu ise; Japon Kunio Kato'nun yazıp yönettiği bu kısa animasyon filminde: Yalnız başına yaşayan yaşlı bir adamın her geçen gün sular altında kalan eviyle ve bu yalnız adamın yaşadıklarıyla ilgili.. Tüm şehir sular altında kalmış ve suların hızla yükseldiği bu şehirde yaşayabilmek için sürekli evinin duvarlarını yükseltmek zorunda kalan yaşlı bir adam tuğlalar ile evinin üzerine ek bir kat daha yapıp yaşamına devam etmektedir. Adamın evi sularla çevrili; aslına bakarsanız her taraf suyla çevrili, odasının ortasında ise küçük bir delik var, oradan oltasını sarkıtıp balık tutuyor. Bir sabah vakti uyandığında, küçük odasını su bastığını görüyor ve çare olarak evin üstüne daha küçük bir oda inşa etmeye başlıyor. Bu sırada çok sevdiği piposu ağzından düşüp o delikte kaybolup gidiyor. Yaşlı adam piposunu almak için suya dalıyor. Bundan sonra biz de bu yaşlı ve yalnız adamla birlikte onun hatıralarına şahit oluyoruz. Atılan her kat sular altında kalan anılar demektir ve her geçen yıl bir kaç eşyayı anı olarak bıraktırır ardı sıra. Katlar yükseldikçe geride kalan anılar buğulanır iyiden iyiye...

tsumiki no ie
Tsumiki no ie

Üst üste sıralanmış küplerden oluşan evler.. Yıllar içinde kimi tamamen sular altında kalmış, kimi ise yukarıya doğru bir yol tutturmuş gitmekte, yorgun.. Zamana yenilmiş nice anılarla yüklü hikayelerin sular altında kalışının hüznü biraz ağır...

Acıya ne kadar alışık ne kadar hakim.. Kaybedilenler ile yaşamaya devam etmeye çalışmaksa ona dayanmak, neden olmasın? Yaratacağı tahribat kimin umurunda olur? Bilinen sonu beklerken geçmişini yaşatmak hep yanı başında, bir alt katında...

Yaşlanmak ama insan gibi, dolu dolu bir hayatla tıpkı Kunio Kato'nun kalemi ile can bulan yaşlı adam gibi. İnsan olmanın bir diğer gereği, geriye dönüp baktığın zaman hatırlamaya değer anılar bulabilmektir.

İnsanın yıllar geçtikçe nasıl yalnızlaştığını, elinde bir demet anıdan ve duvarlara asılı olan fotoğraflardan başka bir şey kalmadığını çok sade bir üslupla anlatıyor. Üst katlara çıktıkça oda sayısı azalan, gittikçe küçülen evlerin duygu yüklü hikayesi.

The House of Small Cubes'i izlerken arkadaki müzikle birlikte insan kendisi de düşüncelere dalıyor. Doğuyorsunuz, büyüyor ve evleniyorsunuz. Çocuklarınız, daha sonra da torunlarınız oluyor. Hayatın her devresinde, büyüklerin bize söylediği gerçeklerin, nasihat ve öğütlerin doğruluğuna şahit olarak yaşlanıyoruz. Ve hiçbir zaman bir gün gelip de yalnız kalacağımızı hesap etmiyoruz. Sanıyoruz ki şu an bizimle birlikte olan herkes ömrümüzün sonuna dek bizimle olacaklar. O hiç olmayacağını düşündüğümüz yalnızlıkla bir gün baş başa kalıveriyoruz. Bize eşlik eden tek şey ise anılar oluyor.

tsumiki no ie
Tsumiki no ie

Sahip olduğumuzda küçükmüş gibi görünen pek çok şeyin asıl değerinin onları yitirdiğimizde anlaşılacağını etkileyici bir biçimde insanın yüzüne çarpan bir eser. Gerek 20'li yaşlarında bir genci, gerek 60'lı yaşlarında birini aynı derecede etkileyebilecek yoğunlukta işlemeyi başarıyor.

Hayat tek başınayken değil yanımızda sevdiklerimiz varken güzel.

Peki ya hiç yalnız kalmadıysak! Yalnızlığa nasıl alışabiliriz? Blog yazan, o gün yaşananları ileride de hatırlamak için uğraşan ve hatırası olan eşyaları köşe bucak saklayan biri olarak yalnız kalmak, hatıralardan kopmak hiç bana göre değil. Gençken etrafımız kalabalıkken tüm dünyanın, toprağını ve ağaçlarının bizim olduğunu kısaca koşup oynayacağımız bir sürü yer olduğunu görüyoruz. Ancak yaşlandıkça kendimizi küçük bir odaya kapatıyoruz. Yanımızda en sevdiğimi eşyalarla ve hatırlamayı en çok istediğimiz anılarla.. Belki bunun için yaşlanmak da gerekmez. Kendimizi mutsuz hissettiğimiz anlarda böyle yapmaz mıyız? Kendi içimize kapanırız, kendi odamıza...

Çoğu insan, ömrünün olabildiğince uzun olmasını ister. Yıllarca yaşamak.. Ölümsüzlük kelimesi onlara cazip bile gelebilir. Bu, düşünülmeden istenilen bir arzudur. İnsan ne kadar uzun yaşarsa o kadar yalnızlaşır aslında. Sevdiklerinle teker teker vedalaşmak, uzun yaşamanın en büyük acısıdır.

Tsumiki no ie, hani insan yaşantısının çok hızlı geçtiğini, geçerken çok şeyler yaşattığı gibi çok şeyleri de götürdüğünü anlatan yapımlar olur ya; işte bu kısa animasyon da yaşarken değil de kaybettikten sonra ifade edenleri anlatıyor. Seyretmeye değer, tıpkı yaşanmaya değer bir hayat gibi. Ama çok kısa...

tsumiki no ie
Tsumiki no ie

la maison en petits cubes
La Maison En Petits Cubes