Piercing


piercing
Piercing

Bir otele giriş yap ve masum bir kurbanı öldür...

Piercing, Ryû Murakami'nin aynı adlı kült romanından beyazperdeye uyarlanan, Nicolas Pesce'nin senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği, kadrosunda: Reed rolüyle Christopher Abbott, Jackie rolüyle Mia Wasikowska, Mona rolüyle Laia Costa, Bunny Girl (Tavşan kız) rolüyle Olivia Bond, Maria Dizzia, Marin Ireland, Wendell Pierce ve Dakota Lustick'in yer aldığı 2018 Amerikan yapımı gerilim filmidir.

piercing
Piercing

Nicolas Pesce'nin, ilk filmi The Eyes Of My Mother / Annemin Gözleri'ni takiben çektiği Piercing, psikopat bir adamın öldürme niyetiyle bir fahişeyi otel odasına çağırmasıyla başlıyor. Ancak adamın planlarını gerçekleştirmesi pek kolay olmuyor, çünkü karşısına kendinden de şeytani planları olan bir kadın çıkıyor. İlk gösterimi Sundance'te yapılan Piercing, cinselliğin psikolojisiyle zalimce oynayan, kara komediden beslenirken sadomazoşizmin de kapılarını açan, Dario Argento ile Brian De Palma esintili kanlı canlı bir korku-gerilim filmi. Piercing, Takashi Miike'nin sertliğiyle meşhur Audition / Ölüm Provası filminin esin kaynağı kitabın da yazarı olan Ryû Murakami'nin romanından uyarlandı.

İstanbul Film Festivali kapsamında, Atlas sinemasında izlediğim, ''Mayınlı Bölge'' bölümünde yer alan, Piercing; Sadomazoşist ruhlu insanların kabuslarından yola çıkarak kaçış fantezilerini kara komedi, neo-noir ve modern romantizmi harmanlayarak sunan psikolojik gerilim filmi. Başrol oyuncularından Christopher Abbott'un kesinlikle yanlış bir seçim olduğunu söylemeliyim. Mia Wasikowska'nın başarılı performansına ayak uyduramayan Abbott filmi de kendiyle birlikte aşağı çekiyor. Filmin 3'te 1'lik bölümünde sonunun tahmin edilebilmesi de bu tarz filmlerin en büyük eksisi olarak Pesce'nin hanesine yazılıyor. İyi başlayan ama devamını getiremeyen, kuramlar, kavramlar, yaklaşımlar arasında debelenip duran ve can sıkıntısına boğan kötü bir film Piercing.


Reed (Christopher Abbott) karısı Mona (Laia Costa) ve bebeğiyle vedalaştıktan sonra işe gidecekmiş gibi gözüküyor. Fakat kıyafetler yerine bir cinayet kiti hazırlıyor.

Her şeyi titizlikle hazırladıktan sonra The Prince Hotel 2902 Numaralı odaya gidiyor, eskort servisini arıyor ve gönderecekleri fahişeyi öldürmenin planını yapıyor. Temizlik kısmı hariç toplamda 14 dakika 45 saniye süre bir prova yapan Reed ergenliğinde bir kez yaşadığı hissi tekrar yaşayabilmek istiyor. Ancak o zaman, dürtülerinden tamamen kurtulabileceğini ve iyi bir koca ve baba olmaya devam edeceğini düşünüyor.

Ama Reed'in planı, odasına ulaşan çekici ve gizemli telekız Jackie (Mia Wasikowska) ile karşılaştıktan sonra yavaş yavaş tökezlemeye başlıyor. Reed ve Jackie kendilerini bir çeşit kedi-fare oyununun içinde bulurlarken acaba giderek birbirlerine aşık mı oluyorlar? Gece ilerledikçe Reed her ne kadar kontrolü kaybetmeye başlasa da kendi nevrozları olan fahişe Jackie'nin de ona sürprizleri olacaktır...

Gece bitmeden, Reed öldürme arzusundan kurtulabilecek midir? Arka planı oluşturan stilize kent manzarasındaki bu anonim pencerelerin ardında ne vardır?