Nie yin niang / Ci ke nie yin niang


the assassin-nie yin niang-ci ke nie yin niang-suikastci
The Assassin-Nie yin niang-Ci ke nie yin niang-Suikastçı

''Kuşlar sadece kendi türlerine şarkı söyler. Şarkı söyleyemeyen kuşları aynanın önüne koyun. Üzüntüsünü dillendirsin. Ölene kadar dans etsin.''

the assassin
The Assassin

The Assassin / Nie yin niang / Ci ke nie yin niang (Suikastçı), Xing Pei'nin kısa hikayesinden beyazperdeye uyarlanan, Hsiao-Hsien Hou, T'ien-wen Chu, Cheng Ah ve Hai-Meng Hsieh'in senaristliğini birlikte yaptıkları ve yine Hsiao-Hsien Hou'nun yönetmenliğini üstlendiği, kadrosunda: Nie Yinniang rolüyle Qi Shu, Nie Yinniang's Cousin (Nie Yinniang'ın Kuzeni) / The Governor of Weibo (Weibo Eyalet Valisi) Tian Ji'an rolüyle Chen Chang, Tian Ji'an's Wife (Tian Ji'an'ın Karısı) / Lady Tian / Jing Jing rolüyle Yun Zhou, The Mirror Polisher rolüyle Satoshi Tsumabuki, Nie Yinniang's Father (Nie Yinniang'ın Babası) Nie Feng rolüyle Dahong Ni, Nie Yinniang's Mother (Nie Yinniang'ın Annesi) rolüyle Mei Yong, Tien Xing rolüyle Zhen Yu Lei, Tian Ji'an's Mistress (Tian Ji'an'ın Metresi) Huji rolüyle Nikki Hsin-Ysing Hsieh, Tian Ji'an's Bodyguard (Tian Ji'an'ın Koruması) Xia Jing rolüyle Ethan Juan, Princess (Prenses) Jiacheng / Princess-Nun (Rahibe Prenses) Jiaxin rolüyle Fang-yi Sheu, Lady Tian's Teacher (Lady Tian'ın Öğretmeni) rolüyle Jacques Picoux, Chiang Nu rolüyle Shao-Huai Chang, Yinniang' Grandmother (Yinniang'ın Büyükannesi) rolüyle Fang Mei ve Chun Shih'in yer aldığı 2015 Tayvan-Çin-Hong Kong-Fransa ortak yapımı dram filmidir.

the assassin
The Assassin

the assassin
The Assassin

suikastci
Suikastçı

Öz babasını zehirleyen, öz kardeşini katledelerin hüküm sürdüğü bir imparatorluk. Uçan kuşları vurur gibi birbirlerini vurarak yürütülen iktidar savaşları.

the assassin-nie yin niang-qi shu-fang-yi sheu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu-Fang-yi sheu

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

Kahramanımız Suikastçı da bu ölüm fermanlarını yerine getiren bir emir kuludur. Kime, ne için hizmet ettiği konusunda fikir yürütmemesi gereken. Öldürmesi gereken kişinin yaşamı ve geride bıraktıkları üzerine düşünmemesi gereken. Verilen görevi sorgulamadan uygulamasıdır beklenen.

Yeni görevinde bir aile babasıdır öldürmesi gereken. Ancak işler planlandığı gibi gitmeyecektir ve kahramanımız öz muhasebesini yapmak zorunda kalacaktır.

Kucağında bebeğiyle gördüğü kurbanını öldürmeye vicdanı el verecek miydi yoksa efendisinden af dilenerek görevden azledilmeyi mi isteyecekti? İradesiz bir emir kulu, bir köle olarak mı devam edecekti yaşamına, yoksa seçimlerinin sorumluluklarını üzerine alan özgür bir birey mi?

Efendisi: Neden bu kadar uzun sürdü?
Suikastçı: Bebeği de yanındaydı. Bunu yapmak için kendimi ikna edemedim.
Efendisi: Başka bir sefere önce sevdiği birini, sonra kendisini öldür. Sen kılıç ustasısın. Ama kalbin karar vermeni engelliyor.

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-chen chang
The Assassin-Nie yin niang-Chen Chang

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-yun zhou-chen chang
The Assassin-Nie yin niang-Yun Zhou-Chen Chang

the assassin-nie yin niang-yun zhou
The Assassin-Nie yin niang-Yun Zhou

the assassin-nie yin niang-chen chang
The Assassin-Nie yin niang-Chen Chang

Suikastçı yüreğinin götürdüğü yere mi gidecekti, yoksa kılıcının mı?

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

Vicdanının sesi zihnini allak bullak ederken en karanlık yönleriyle de karşılaşacaktır: Öldürmek için peşlerine düştüğü kurbanlarının yaşamlarını ellerinden alırken kendisinin hiç yaşanmamışlıkları mıydı acaba ardına düştüğü, bir gölge gibi takip edip, intikamını aldığı? Emir kulluğu bir bahane miydi yıllarca hep ardına sığınmış olduğu? Üzerlerinde bir hayalet gibi dolanır ve bir giyotinmişçesine çevresine huzursuzluk, içlerine korkular salarken gizliden gizliye bir haz mı alıyordu yoksa?

the assassin-nie yin niang-satoshi tsumabuki
The Assassin-Nie yin niang-Satoshi Tsumabuki

the assassin-nie yin niang
The Assassin-Nie yin niang

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

Hiç yaşamadığı bir aşk, sımsıcak bir yuva, evinin kadını olmak mıydı özlemini çektiği? Bir anka kuşu gibi ormanda bir başına zavallı Nie Yinniang (Qi Shu) şarkılarını dinleyecek birilerini mi arıyordu?

the assassin-nie yin niang-yun zhou-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Yun Zhou-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-yun zhou-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Yun Zhou-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-qi shu-yun zhou
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu-Yun Zhou

the assassin-nie yin niang-yun zhou-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Yun Zhou-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-qi shu-satoshi tsumabuki-dahong ni
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu-Satoshi Tsumabuki-Dahong Ni

Küçücük bir çocukken ayrılmak zorunda kaldığı ve şu anda görev icabı öldürmek için peşine düştüğü eski nişanlısının da söylediği gibi:

''Oydu. Kendisini tanımamı istedi. Hayatımı almadan önce kendisini tanımamı istedi. Nedenini bilmek istiyor.''

the assassin-nie yin niang-chen chang-nikki hsin-ysing hsieh
The Assassin-Nie yin niang-Chen Chang-Nikki Hsin-Ysing Hsieh

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

Nedenini bilmek istediği neydi, öğrenebilecek miydi? Kimsenin duymayacağı kederli şarkılarını söylemek için maskesini çıkarıp kendisiyle yüzleşecek cesareti bulabilecek miydi?

the assassin-nie yin niang-yun zhou
The Assassin-Nie yin niang-Yun Zhou

the assassin-nie yin niang-ethan juan-chen chang
The Assassin-Nie yin niang-Ethan Juan-Chen Chang

the assassin-nie yin niang-chen chang-qi shu-ethan juan
The Assassin-Nie yin niang-Chen Chang-Qi Shu-Ethan Juan

the assassin-nie yin niang-ethan juan-chen chang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Ethan Juan-Chen Chang-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-chen chang
the assassin-nie yin niang-chen chang

the assassin-nie yin niang-chen chang
the assassin-nie yin niang-chen chang

Ne yaparsak yapalım yanıtını hiç bilemeyeceğimiz ''Kötü güçlere mi hizmet ediyorum yoksa göklere mi?'' Sorusu zihnimizde dolanıp durmaya başladığında, ne ondan ne ötekinden olamayıp kendi şarkılarımızı işitemez hale geldiğimizde...

Acımasız kılıcın yolunu mu seçeceğiz, azizlerin, erdemlerin yolunu mu? Eşsiz yeteneklerimizin peşinden mi gideceğiz, aciz insan duygularına mı rehin edeceğiz aklımızı? Sorularına yanıt ararken...

the assassin-nie yin niang-fang-yi sheu-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Fang-yi Sheu-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

HOU HSIAO-HSIEN ile Röportaj


Filminiz, 9. yüzyılda Çin'de Tang Hanedanı'nın son dönemlerinde geçiyor. Bu dönem chuanqi adlı kısa hikayeleriyle bilinir. Filminizin esin kaynağı bu hikayeler miydi?

Lise yıllarımdan beri Tang Hanedanı chuanqilerini bilirim ve onlara bayılırım. Uzun zamandır onlar hakkında bir film yapmak istiyordum. Suikastçı'da bu hikayelerden biri olan Nie Yinniang'dan esinlenildi. Dramatik çatıyı oradan ödünç aldığımı söyleyebiliriz. O dönemin edebiyatı doğrudan gündelik yaşamdan esinleniyordu. Bir anlamda ''gerçekçi'' bir edebiyat anlayışı vardı diyebiliriz. Benim daha fazlasına ihtiyacım vardı. İnsanların neler yiyip neler giydiğini öğrenmek için tarih kitaplarını karıştırmaya başladım. En ince ayrıntılarına kadar öğrendim. Mesela zengin bir tüccarın, bir bürokratın ve bir köylünün banyo etme şekilleri birbirinden farklıymış. Ayrıca bazı ayrıntılarda hikayenin siyasi bağlamını inceledim. Tang Hanedanı'nın egemenliğinin sarsıldığı, biraz güçlenen yerel beylerin isyan edip Hanedanlık'tan ayrıldığı kaotik bir dönem. İlginç olansa askeri anlamda güçlenen bu asi beylerin bizzat Tang tarafından dış tehditlere bir önlem olarak teşekkül edilmesiydi. 9. yüzyılın sonunda ardı ardına yaşanan ayaklanmalarla, Tang Hanedanı 907'de çöktü ve imparatorluk parçalandı. Keşke Tang Hanedanı ile Skype görüşmesi yapabilseydim de filmi tarihsel gerçekliğe daha sadık çekebilseydim.

Filmde, önüne bir ayna konana dek ne öten ne de raks eden yalnız bir mavi kuşun hikayesi anlatılıyor. Bu da mı o Tang dönemi edebiyatından alındı?

Evet, bu Çin'de çok bilinen bir hikayedir. Tang edebiyatından defalarca tekrar edilen bir anlatımdır. O kadar ki ''mavi kuş'' ve ''ayna'' kelimeleri eş anlamlı kabul edilir.

Suikastçı, dövüş sahnelerinin olduğu bir wuxia filmi. (Tam sözlük anlamı Yiğit Savaşçı), en özet şekilde, Kahraman (Hero; Yiğit, korkusuz, kahraman vb.) olarak nitelenen kişilerin (asker, dövüş sanatçısı, savaşçı, asi vb.) hikaye ve maceralarını anlatan bir türdür.) Bu tür, Çin sinemasının imza türü haline geldi ama bu film sizin ilk wuxia filminiz...

Uzun bir olgunlaşma yolculuğunun sonucu bu. 1950'ler Tavyan'ında ilkokul kütüphanemizin wuxia romanlarıyla dolu olduğunu hatırlıyorum. Hepsini okudum. Hepsini de severdim. Dilimize çevrilen yabancı fantastik romanları da okurdum. Özellikle Jules Verne'in kitaplarını hatırlıyorum. Batıda kung fu ve kılıç filmleri olarak bilinen wuxia filmleri Hong Kong'ta da gösterilirdi elbette. Çok genç yaşta bu filmleri keşfettim ve hastası oldum. Bir gün ben de bu türe el atmak istiyordum ama bunu, kendi dokunuşumu, gerçekçi yaklaşımımı kullanarak yapmak istiyordum. Havada uçuşan ya da tavanda dönen savaşçılar bana göre değil, yapamam. Yere basmayı tercih ediyorum. Suikastçı'daki dövüş sahneleri o geleneğin izinden gidiyor ama hikayenin merkezinde yer almıyorlar. Her şey bir yana oyuncularımı düşünmeliyim. Her türlü güvenlik önlemlerine rağmen, hatta tahtadan kılıçlar kullansak bile, bu sahneler şiddet içermek zorunda. Shu Qi, bazı sahneleri çekerken yaralandı. En çok Kurosawa ve diğer Japon yönetmenlerin samuraylığın sadece araç olan ve birer anekdottan öteye geçemeyen aksiyon yanıyla değil felsefesiyle ilgilenen samuray filmlerinden etkilendim.

Suikastçı neden siyah beyaz açılıyor?

Çünkü bu bir giriş. İçgüdüsel bir şeydi. Muhtemelen eski yöntemlere bir atıfta bulunarak baş karakterin geçmişini deşmeye çalıştım. Hikayede şimdiki zamana geçtiğimizde film renkli hale geliyor.

Suikastçı'da hemen hemen hiç yakın plan yok. Sizce kamera ile özne arasındaki ideal uzaklık nedir

Uzak olmalı! Uzun planlar çekmeyi tercih ediyorum. Karakterlerin arkasında olan biteni gösteren, etraflarındaki nesneleri hatta tabiatı içeren uzatılmış plan sekanslar kullanıyorum. Bu sekanslar filmi hep daha ileriye götürür. Her şeyi içeren tek bir plan sahne. O aksiyon sahnelerini kurgulamayı sevmiyorum. Momentumu yok ediyorlar. Belki Flowers of Shangai filmimi hatırlarsınız. Uzun ve yalnızca 30 plan içeren bir filmdi. Bu kadarı bana yetmişti. Oyuncularının burnunun dibine giren, onları hareket ettiren ve kulaklarına fısıldayan bir yönetmen değilim. Senaryoyu okuyorlar ve sete geldiklerinde onlara karışmıyorum. Bunun terbiyeyle bir alakası olduğunu düşünüyorum. Onları yakın plan almak istemiyorum çünkü karaktere katacakları şeyi engellemek istemiyorum. Benim işim, bir sahnede olan şeyleri kabullenmek ve mümkünse ondan en iyiyi çıkarmak. Tabii bir de onlarca görüntüden anlamlı bir bütün oluşturmak! Bu yüzden süreyle oynar dururum. Filmin en önemli sahnelerinden Ti'an Jian ile metresi Huji arasındaki yakınlaşmanın olduğu sahneyi defalarca çektim. Oyunculara acı çektirip yormak için değil o sahnelerin onlara ait olmasını sağlamak için yaptım bunu. Çekimler sırasında genellikle oyuncuların beni göremeyeceği bir yere geçerim ki, nerede olduğumu bile bilmesinler. Bence yönetmen ortalıkta dolanmamalıdır. Mümkünse parmakları ucunda yürüsün! Ekipten kimsenin oyuncuların görüş alanına girmesine de izin vermem.

Başroldeki iki oyuncunuzla da daha önce çalıştınız. Sizi bu oyunculara çeken şey nedir?

Onlar benim hayallerimi süsleyen oyuncular. İkisi de harika insanlar. Onların sadece kamera önünde değil kamera arkasındaki karakterleri de hoşuma gidiyor. Shu Qi, Hong Kong'da arkadaşlarıyla yaşayan sakin mizaçlı, genç bir kadın. Ama kendi başına ve özgür bir kadın. Chang Chen ise vicdan sahibi ve ağır başlı biri. İkisi de kendilerine ve etraflarındaki insanlara saygı duyan kimseler. Bu saygı meselesi hem film yapım sürecinde hem de hayatta önemli bir düsturdur benim için.

Suikastçı'da birçok kadın karakter var.

Her zaman kadınların yanında yer alırım. Onların dünyaları, ruh halleri bana erkeklerinkinden daha yakın gelir. Kadınların kendilerine has hassasiyetleri, karmaşık düşünce yapıları ve aklımı alan bir gerçeklikle bağdaşma halleri var. Kadınlar daha sofistike ve daha heyecanlı bir düşünce dünyasına sahipken, erkekler mantıkla hareket eden sıkıcı insanlardır. Dahası, her kadın da birbirinden farklı. Filmde Bey'in karısı Weibo'nun çıkarlarını korumak için her şeyi göze alıyor. Suikastçı Yinniang ise göreviyle sevdiği adam arasında parçalara ayrılıyor. Bağımsızlık, azim ve yalnızlık... Bunlar, filmlerimdeki kadınların temel özellikleri.

Filmi nerede çektiniz?

Dış sahneleri Moğalistan, Çin'in kuzeydoğusu ve Hubei'de çektik. Kayın ağaçlarıyla dolu ormanları ve gölleri gördüğümde büyülendim. Klasik dönem Çin resimlerine ışınlanmıştım sanki. Bir fırça darbesiyle hayat bulan sular ve dağlar gibi... Ama bir fantezi değil. En azından şimdilik el değmemiş bir ihtişam. Çektiğim ''resimsi'' sahnelerle, insanın yorucu derecede güzel bir manzaraya insanın nasıl da yakıştığını göstermek istedim. Filmde gördüğünüz köylüler, gerçek köylüler. Normalde nasıllarsa, filmde de öylelerdi. Hatta bazı sahnelerde bana yol gösterdiler. Eski adetleri sıradan ve insancıl bir şekilde nasıl çekebileceğimi gösterdiler. Acıktıklarında kamerayı hiç umursamadan yanlarında asılı duran etten bir parça alıp yiyorlardı. Ben de senaryoda olup olmamasına bakmaksızın bu gibi anları hemen kameraya aldım. Biraz önce dediğim gibi, yönetmen olarak hiçbir şeye müdahale etmeden olan şeyleri kaydederim.

Film, güzel bir gerilim romanında olduğu gibi, hikayenin sonundan çok gelişmesiyle ilgileniyor diyebilir miyiz?

Yorumlamayla, özellikle de psikolojik yorumlamalarla aram hiç iyi olmadı. Filmleri bir nehir, daha doğrusu bir akıntı gibi düşünürsek, bu akıntının kaynağıyla ya da varacağı yerle ilgilenmiyorum. Ben bu akıntının daha çok takip ettiği yolla, debisiyle, varyantlarıyla, anaforları ve eğimleriyle ilgileniyorum.

Peki tüm bunun içinde seyirciyi nerede konumlandırıyorsunuz?

Bu coşkun akıntının hemen kıyısında, akıp giden her şeyi içine alan, hareketin heyecanını ve durgunluk anını özümseyen bir yerde. Ama aynı zamanda bu akıntıya kapılıp, onun içinde sırılsıklam olurken kendi hayal dünyasında kaybolup gittiği bir yerde olmasını da umuyorum.

the assassin-nie yin niang-qi shu-fang-yi sheu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu-Fang-yi Sheu

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-fang-yi sheu
The Assassin-Nie yin niang-Fang-yi Sheu

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

the assassin-nie yin niang-qi shu
The Assassin-Nie yin niang-Qi Shu

Tayvan'ın En İyi Yabancı Film dalında Oscar Adayı filmi The Assassin (Suikastçı), gündelik karmaşada, görevlerimiz, arzularımız, ideallerimiz arasında bocalarken bizlere rehber olup ışık tutabilecek filmlerden.

The Assassin (Suikastçı) Official Teaser Trailer



The Assassin (Suikastçı) Official Trailer



The Assassin (Suikastçı) Türkçe Altyazılı Resmi Fragman


the assassin
The Assassin

Yazar Hakkında: "MelisaFilm merkezi olmayan, yeni fikirlere yelken açan, alternatif üretim fikirleri geliştiren bağımsız bir yapıdır."

MelisaFilm'i Twitter'dan takip etmek isterseniz: @MelisaFilm